ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır

Özgüven yıkan aile tiplerini tanıyalım

e-Posta Yazdır PDF

Çocuklarda özgüveni zedeleyen, yıkan ya da gelişimini engelleyen çeşitli aile modellerine ve yaklaşımlarını biliyor musunuz? Fertlerinin özgüvenlerini yıkan aile tipleri bakın nasıl özlliklere sahip ve nasıl tanımlanıyor?

Özgüvenin çocukların kendini ifade edebilmesi, hakkını savunabilmesi için gerekli olduğunu önceki yazılarımızda belirtmiştik. Bir çocuğun özgüvenli yetişmesi için neler yapılması gerektiğinden de bahsetmiştik. Bu gün çocuklarda özgüveni zedeleyen, yıkan ya da gelişimini engelleyen çeşitli aile modellerine ve yaklaşımlarına değineceğiz.

Koruyucu Aile

Bizim kültürümüzde en çok görünen ve çocuklarda özgüven gelişimini zedeleyen aile tipi koruyucu ailedir. Bu tarz ailelerde çocuklar aşırı derecede sevilirler. Bu sevginin neticesi olarak özellikle anneler çocuğunun her işini kendisi yapar. Yemeğini yedirir, odasını toplar, ayakkabısını giydirir, çantasını hazırlar, yatağını yapar. Hatta bazı ailelerde bu ilişki daha da ileri gider, çocuğun çorabını annesi giydirir, dişini annesi fırçalar, ödevini bile annesi-babası yapar. Her işi anne-

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Eylül 2024 00:17 Devamını oku...
 

EY EVLAT! DİNLE NASİHATİMİ!

e-Posta Yazdır PDF

Ey evlat!.. Bak dinle şu nasihatimi:
Kötülüklere duçar eyleme hayatını.
Ey evlat!..
Tarlayı bir yıl öncesinden nadasa bıraktın. Yağmur yağdı, toprak suya doydu. Sen, sapanı aldın, tarlaya daldın;  tarlayı sürdün. Yabani otlardan ayıkladın. Suladın.  Ürün, boy verdi. Biçtin. Harmana getirdin. İstediğin mahsulü alamaz isen;
Harman utansın!...

Ey evlat!..
Atını yetiştirdin. Kılıcını kuşandın.  Er meydanına inmek için yola koyuldun. Yollar sarp yokuş ve kayalık. Bin bir çile ve ızdırap var. Yılmadın, yıkılmadın. Meydana, inmek için var gücünle mücadele ettin. Mücadele etmek için indiğin alan dar gelmiş ise;
Meydan utansın!...

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Eylül 2024 00:17 Devamını oku...
 

ZİLHİCCE ORUÇLARI

e-Posta Yazdır PDF
Resulullah (sav):"Bu on gunun hayir ve bereketinden mahrum kalana yaziklar olsun" buyurdu
Peygamberimiz (sav) diyor ki: Bir gün Musa Peygamber (as), "Ey Rabbim!"der"Bunca dua ettim hiçbirini kabul etmedin Söyle bana, sana nasıl ve ne zaman dua edeyim?" Bu soruya Yüce Allah (cc) şöyle cevap verir: "Ey Musa ! Zilhicce ayı nın ilk 10 günü, La ilahe illallah cümlesini söyle ki dileğini yerine getireyim" Bu defa Hz Musa, "Ey Rabbim, o cümleyi bütün kulları söylüyor" der Yüce Allah da kendisine şöyle cevap verir "Ey Musa ! Zilhicce ayının ilk 10 günü içinde BIR defa , LA ILAHE ILLALLAH diyen kimsenin bu sözleri amel terazisinin bir kefesine, 7 kat gök ile 7 kat yer de diğer kefesine konulsa şüphesiz ki birinci kefe ağır basar"
Devamını oku...
 

Ashab-ı Kiram’ın Üstünlüğü

e-Posta Yazdır PDF

Ashab-ı Kiram efendilerimiz, kıyamete kadar gelecek diğer bütün müslümanlara göre daha faziletli ve daha üstündürler. Ashabın içinde en üstün olanlar da sağlığında cennetle müjdelenen 10 sahabi, yani Aşere-i Mübeşşere’dir.

Allah Rasulü s.a.v. şöyle buyurmuştur:

“İnsanların en hayırlısı benim zamanımda yaşayanlardır. Onlardan sonra ise benim zamanımda yaşayanlardan sonra gelenlerdir.” (Buharî; Müslim vd.)

Ashab-ı Kiram’ın bu üstünlüğü Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v.’i görmüş olmaları dolayısıyladır. Onlar Allah Rasulü s.a.v.’in cemâlini, ahlâkını görmüşler, O’nunla sohbet etmişler ve doğrudan nübüvvet nuru ile aydınlanmışlardır.

Devamını oku...
 

İBADETLERİ TAHSİN ŞARTINA BAĞLAMAK

e-Posta Yazdır PDF
“Kul olasın kul, olasın makbul”
Niyazi Mısrî
 
FÜTUHAT-I MEKKİYE’nin Hac bölümünü okuyorum. Bu bölümde Haccın ve Umre’nin hikmet ve manalarından, batınından,gerekli oluşunun ve makbul bulunuşunun sebeplerinden söz ediliyor. Tasavvuf bir ibadetin yerine getirilmesinde tahsin şartı arıyor. Yani zahirdeki şartlara ilave olarak ve onların ruhu olma anlamında bir muhabbet, bir hikmet, bir anlam derinliği. İbadetler, anlam olmadan ruhsuz cesede benziyorlar.
 
Üstadımızdan öğrendiğimiz o ki, çekirdekten ağaca dek bir ibadetin safhaları var. Özde sırf Allah için bir yöneliş varsa, riya ile yapılmıyorsa ibadetin çekirdeği bulunuyor. Ahirette açması umulabiliyor. Ancak bu dünyada bizzat o ibadetin bizi dönüştüren, kemale erdiren boyutu ancak çekirdeğin çatlamasına, filizlenmesine, ve büyüyüp ağaç olmasına bağlı. O zaman bir hakkalyakin ubudiyetten söz edebiliyoruz. Çünkü yalnız böyle bir ibadet bizi oldurur, bir sürece dönüşüyor. Bu kulun ‘ol’ emrini kabul edişi, emre boyun eğişi. Hele bir de ağaç meyve verirse,o vakit sadece kendini değil, başkalarını da oldurabiliyor. Rabbi karşısında kul, alem karşısında yönetici/halife. Bir tarafta alan el, bir tarafta veren. Varın siz buna akım geçen bir kablo deyiverin. Bunda fahr yok. Biliyorsunuz meyve hem yiyene faydalı, hem de çekirdek taşıyor. Bir nevi varis bırakmak. Bu bana Hz. Zekeriya’nın bir varis işteyişini hatırlatıyor. Ne kadar fıtri bir arzu, i
Devamını oku...
 


JPAGE_CURRENT_OF_TOTAL

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 00:17
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1254
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2380466