Kendini bilme, Allâh’ı bilmenin yoludur. Kişi, kendi nefsinin ve ruhunun ne demek olduğunu bilmedikçe Rabbini bilemez. Bunun içindir ki, «Kendini bilen, mevlâsını bilir,» denilmiştir.
Cenab-ı Hakkk şöyle buyuruyor:
«Biz Kur’an’ın doğru olduğunu belli etmek için kendilerine hem her bir tarafta, hem öz nefislerinde kudretimize ait olan nişanları göstereceğiz. Rabbinin her şeye hakkıyla şahid olması kâfi gelmiyor mu?» (Secde s.53)
Oysa biz, kendimize çok yakın olduğumuzu sandığımız anda bile nefsimizi bilmiyoruz. Kendi nefsimizi anlayamıyorsak Hâlik-i Zülcelâl’i nasıl anlıyacağız? Bu durumda O’nu hakkıyla anlamak ve kavramak bizim için mümkün değildir.