Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde akademisyenlik yapmakta olan Yeni Dünya Dergisi yazarlarından Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Hoca ile konuştuk.
Mehmet Emin Ay Hoca, kendisini dinleyenlerin ona karşı özel muhabbeti oluşan bir isim. Akademisyen kimliğinin yanında, onu insanın içini huzurla dolduran sesiyle tanır birçoğumuz. Kuran-ı Kerim tilaveti ve seslendirdiği ilahiler ile dinleyenleri mest eder. Her biri klasik haline gelen Dolunay, Gül-i Ruhsar, Kabe'nin Yolları, Güle Sevda, Nurul Hüda, Selam İmam Hatiplim, Visal, Hulus-i Kalb gibi albüm çalışmaları vardır. Sohbetleri gayet yalındır. Herkesin anlayabileceği şekilde anlatır. Naif kişiliği sözlerine sirayet etmiştir adeta.
Din Eğitimi Ana Bilim Dalında Öğretim Üyesi olan Mehmet Emin Ay Hoca'ya Bursa'yı, gönüllerde yer eden Beyaz Dilekçe'yi, camileri, çocukları sorduk:
Saygıdeğer Hocam, kaç yıldır Bursa'da ikamet etmektesiniz? Bursa'yı sever misiniz? Size bu şehri sevdiren nedir?
1982 yılından bu yana Bursa’da yaşamaktayım. Bu da 30 yıl demektir. Elbette Bursa’yı seviyorum, burada yaşamaktan memnunum ve Rabbime müteşekkirim. Bursa, gerek tarihi özelliği gerekse maneviyatı olan bir şehir. İnsanları ve tabii özellikleri de ayrı bir güzellik katıyor bu şehre. Birçok büyük şehire nazaran sakin de sayılır tabii ki.
Gitmekten zevk aldığınız, sizi dinlendiren mekanlar var mıdır bu şehirde?
Uludağ ve köyleri beni dinlendiren mekanlardır. Şehrin içindeyse bazı eski hanlar, sözgelimi Emir Han ve Koza Han; bir çay içimi dinlenmeler için güzel yerlerdir.
Bursa'da benim camim dediğiniz camiler hangileri?
Önce Emir Sultan, sonra Ulucami, öğrenciliğimden beri bende ayrı bir yeri olan camilerdi. Şimdilerde ise bunlara Ataevlerdeki Edebali Camii'ni de eklemek gerek.
Eserlerinizi, Kuran tilavetlerinizi dinleyip, isminizi duyan fakat sizi kişisel olarak tanımayan insanlar çok. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde veya yurt dışında konferanslara gittiğiniz zaman insanlar sizi görünce ne tepki veriyor? Bir anınızı dinleyebilir miyiz?
Bu konuda epeyce anım var. Ama bunları paylaşmayayım. Sadece şunu söyleyebilirim ki, kasetlerdeki ses Mehmet Emin Ay ile öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’ın farklı kişiler olduğunu düşünen bir hayli kişi vardı, halen de var olduğunu söyleyebilirim.
Ekranla aranız nasıl? Sizi sık göremememizin sebebi bilinçli bir tercih mi?
Medya dünyasını kendim için uygun görmüyorum. Temel sebep budur. Bununla birlikte bazen de düşüncelerime uymadığı için tekliflere evet diyemiyorum.
Televizyonda program teklifi aldınız mı?
İstanbul ve yerel televizyonlardan program yapımcılığı teklifleri aldım. Ama öğretim üyeliği görevine devam ettiğim için bu teklifleri kabul etmedim.
Üniversite'de akademisyenlik yapıyorsunuz. Nasıl bir hocasınız, öğrencilerinizle aranız nasıl?
Nasıl bir hoca olduğu öğrencilerim cevaplamalı diye düşünüyorum. Ama onlarla aramın çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Öğrencilerimi sever ve ilim yolcusu oldukları için onlara saygı duyarım. Onlardan da hep sevgi ve saygı gördüm, görüyorum hamdolsun.
İnsan yetiştiren bir hoca olarak gençlerle birebir iletişim halindesiniz. Gözlemlediğiniz kadarıyla gençlerin içinde bulunduğu çıkmazlar nelerdir?
Bir makalelik bu sorunuza kısa cevap vereceğim. Maalesef şimdiki gençlik, medya, internet ve eğlence dünyası üçgeninde kuşatılmış ve sıkıştırılmış bir durumda ilgiye muhtaç ama ilgiyi ve yardımı kabullenmeyen bir çıkmazın içinde… Üzülerek söyleyeyim ki, bazen gelecek noktasında çok ümitsizliğe kapılıyorum.
Bugünlerde gündemde olan bir konu: Çocuklar, camiler ve cemaatin çocuklara davranışı. Bu konuda ne söylersiniz?
Elbette çocuk camide olmalıdır. Seneler önce söylediklerimizi bugün yetkili ağızlar bir kez daha söylüyor. Diyanet İşleri Başkanlığının çabalarını çok olumlu buluyorum.
Peygamberimizin hayatının her alanını anlattığınız 'Şefkat peygamberi' isimli bir kitabınız mevcut. Peygamberin rol modelimiz olması için sünneti nasıl anlamalı ve uygulamalıyız?
Sünnet-i Seniyye dediğimiz Peygamberimizin sözleri, tavır ve davranışları bir Müslüman için Kur’an’dan sonra en önemli referans kaynağıdır. Onu hayatımıza anlam katan bir değer olarak görürsek hayatımız da gerçekten anlam kazanacaktır.
Hayatınızda şiar edindiğiniz, sizi etkileyen bir hadisi öğrenebilir miyiz?
“Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir.”
Akademisyenlik dışında müzikle de iştigal etmektesiniz. Müziğe ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?
İmam-Hatip Lisesi öğrencisi iken İlahi Korosunda idim. O zamanlardan başladığını söyleyebilirim.
Ruhumuzu dinlendiren sesinizle Tasavvuf müziği dalında eserler icra ediyorsunuz. Naatlar, kasideler, günlük hayatta sık duyduğumuz ilahiler... Söylediklerinizden en çok hangi ilahiyi beğenirsiniz?
Beyaz Dilekçe, Yağmur, Ne Zaman Anarsam Seni, Ya İmamerrusul aralarında tercih yapamayacak derecede sevdiğim eserlerdir.
Sözleri Bahattin Karakoç'a bestesi size ait olan 'Beyaz Dilekçe' eseri çok etkileyici. 'Kan Tutar' isimli çalışma için de aynı şeyi söylemek mümkün. Bu bestelerin bir öyküsü var mı? Nasıl meydana geldi?
Beyaz Dilekçe’yi zaten şiir olarak severdim. Onu şiir olarak okurken gökyüzünde, uçakta bestelemeye başladım. Avusturya Dornbirn şehri dağlarında da tamamladım. Kan Tutar ise sevgili kardeşim Mustafa Demirci’nin sözlerini getirmesiyle oluştu.
Seslendirdiğiniz gerek Türkçe eserler olsun, gerek Arapça eserlerde kimlerin sözlerinden faydalanıyorsunuz? Sözleri size ait olan çalışmalarınız var mı?
Sözleri bana ait olan Arapça kasideler var ama Türkçe şiir yok. Eserlerin yazarları ise gerek günümüzde gerekse eski dönemlerde yaşamış değerli şairlerdir.
Allah'ın size bahşettiği sesinizi kullanarak ilahiler söylüyorsunuz. Sanatı ne için yapıyorsunuz? Nihai hedefiniz nedir eserlerinizi icra ederken?
Sizin de belirttiğiniz gibi Allah’ın bahşettiği bir nimettir bu ses. Ben de O’nun yolunda kullanmaya gayret ediyorum. Nihai hedefime gelince, müzik vasıtasıyla Allah ve Peygamber sevgisini insanlara tanıtmak istiyorum.
Halihazırda yeni albüm, kitap çalışmalarınız var mı?
Yeni bir Naat albümü yanında iki kitap çalışması boş vakit bekliyor, ilgilenebilmem için. Zamanımın bereketlenmesi için sizlerden dua bekliyorum. Çünkü konferans, dersler ve sosyal faaliyetler sebebiyle zaman darlığı yaşıyorum.
Çalışmalarınızda Allah yardımcınız olsun. Vakit ayırıp cevapladığınız için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür eder, başarılar dilerim.
Ayşegül Sena Kara sordu
