ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home İSLAM OKUMALAR İşittiler ve İtaat Ettiler

İşittiler ve İtaat Ettiler

e-Posta Yazdır PDF
Ebu'd- Derda niçin ağlıyor? Cübeyr bin Nüfeyr şöyle anlatıyor: Kıbrıs adası fethedildiğinde ahalisi başka başka yerlere gönderilerek birbirlerinden ayrılmaya başlandı. Bu yüzden insanlardan bir kısmı ağlaşıyordu. O sırada Ebu'd-Derdâ'yı gördüm. Tek başına bir köşeye oturmuş ağlıyordu.
 
Yanına vararak: "Ey Ebu'd-Derdâ! Allah'ın İslâm'ı ve Müslümanları aziz kıldığı böyle bir günde niçin ağladığını öğrenebilir miyim?" dedim.
 
Bunun üzerine şunları söyledi: "Allah iyiliğini versin ey Câbir! Allah katında kendi emirlerini terk edenlerin zerre kadar bir kıymetleri yoktur. Bunlar saltanat sahibi güçlü bir milletti ve herkese galip geliyorlardı. Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı işte gördüğün acıklı duruma düşmüşlerdir" [Ebu Nuaym]
 
Taberi Tarihi'nde geçen bir başka rivayet de şöyledir: "Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı onlara içki ve küfür musallat edilmiştir. Kendisine küfür ve içkinin musallat edildiği kavimler de Allah'ın kulluğundan uzaklaşırlar."
 
"Sen namuslu olduğun için idaren altındakiler de namusludur!"
 
Kisra'nın kılıcı, kemeri ve ziynet eşyaları kendisine getirildiğinde Hz. Ömer şunları söyledi:
 
"Böyle kıymetli şeylere dahi tenezzül edip dokunmadan İslâm hazinesine gönderen kişiler kesinlikle güvenilir kişilerdir." Bunun üzerine Hz. Ali de şöyle dedi: "Sen iffetli ve namuslu olduğundan dolayı idaren altındakiler de iffetli ve namuslu olmuşlardır." [Taberi]
 
 
 
Müslümanların hayırda yarışması
Şakîk şöyle anlatıyor: Kadisiye savaşına tam gündüzün ortasında başlamıştık. Savaş bittiğinde namaz vaktinin girmiş olduğunu gördük; fakat müezzinimiz şehit olmuştu. Herkes ezanı kendisi okumak istedi. Bu yüzden de neredeyse kılıçlarla birbirlerine gireceklerdi. Bunun üzerine Sa'd bin Übâde kura çekti ve kura kime çıktıysa ezanı o okudu. [Taberi]
 
Halid bin Velid'in cevabı
 
Adamın biri Halid bin Velid'e: "Rumlar çok fazla, Müslümanlar ise çok az" dedi.
 
Halid: "Hayır, yanılıyorsun! Rumlar çok az, Müslümanlar ise çok fazladır. Ordu, adam sayısıyla azalıp çoğalmaz. Zafer kazanınca çoğalır, yenilince de azalır. Ben atımın ayağının ağrımamasını, buna karşılık da Rumların sayısının bir o kadar daha olmasını isterdim" dedi. Halid'in atının tırnakları fazla yürümekten aşınmıştı. [Taberi]
 
"Her şeyden kuvvetli Allah'tan yardım isteyin"
 
İyâd el-Eş'arî şöyle anlatıyor: "Yermük muharebesinde bulundum. Bu savaşta şu beş kumandan vardı: Ebu Ubeyde, Yezid bin Ebu Süfyan, Şurahbil bin Hasene, Halid bin Velid ve İyad bin Ganem.
 
Ebubekir Sıddık bize: "Ebu Ubeyde'den ayrılmayınız" diye yazmıştı. Biz de bir mektup yazarak sayımızın azlığından bahisle takviye istedik. Bunun üzerine o, bize şu mektubu gönderdi: "Mektubunuzda benden takviye göndermemi istiyorsunuz. Size bol ve her zaman hazır askerlere sahip ve herkesten daha kuvvetli olan Allah'tan yardım istemenizi tavsiye ediyorum. Bildiğiniz gibi Hz. Peygamber Bedir gününde sizden daha az sayıda bir kuvvetle galip gelmiştir." [Kenz]
 
İyâd el-Eş'arî şöyle anlatıyor: "Hz. Ömer bir mektup yazarak bize şunları söyledi: "Mektubumu aldığınızda düşmanla savaşınız ve sakın bana ikinci kez müracaata bulunmayınız."
 
Böylece savaşa başladık ve düşmanlarımızı yenilgiye uğrattık. Dört fersahlık bir mesafe düşman cesetleriyle dolmuştu. Çok büyük ganimetler elde ettik. Her birimize onar baş hayvan düştü.
 
 
Sabit bin Akram'ın Ebu Hureyre'ye söyledikleri
 
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor:
 
Mûte savaşında düşmanı görünce gözlerim kamaştı, çünkü sayıları, silahları, atları, kadifeleri, ipekleri ve altınları o kadar çoktu ki, adeta başı sonu belirsizdi. Sabit bin Akram bana: "Ey Ebu Hureyre! Herhalde sen düşmanı çok ve güçlü sanıyorsun" dedi.
 
"Evet" dedim. Bunun üzerine: "Sen Bedir savaşında bizimle beraber değildin. Biz düşmanı çokluğumuzla yenmedik" dedi. [Bidaye]
 
"Doğru söylüyorsun"
 
Hz. Peygamber'in o sahabileri karşısında, düşmanlar yarım gün bile dayanamazlardı. Bizans imparatoru Herakl, Antakya'da bulunduğu sırada Rumlar ashabın karşısında mağlup olup kaçtılar.
 
Herakl: "Allah sizi kahretsin! Karşınızdaki Araplar da sizin gibi birer insan değil mi?" dedi.
 
"Evet, onlar da bizim gibi birer insandır" dediler.
 
Herakl: "Peki, onlar sizden daha mı çok?" dedi.
 
"Hayır, biz onlardan kat kat fazlayız" dediler. Herakl: "O halde neden devamlı yeniliyorsunuz?" dedi.
 
O zaman ileri gelen bir kişi: "Çünkü onlar geceleri namaz kılar, gündüzleri oruç tutar, sözlerinde durur, iyiliği emreder, kötülükten sakındırır, birbirlerine zulüm ve haksızlık etmezler. Oysa biz, içki içer, zina eder, haram yer, sözümüzde durmaz, soygunculuk yapar, zulmeder, faiz ve tefecilikle uğraşırız. Allah'ın hoşnut olacağı şeyleri yasaklarız, yeryüzünde bozgunculuk yaparız" dedi.
 
Bu söz üzerine Herakl: "Doğru söylüyorsun" dedi. [Bidaye]
 
 
Kaynak: M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's-Sahabe
 

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 16:52
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1251
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2255265

Haberler

MADEM O' VAR HER ŞEY VAR.....

BEDİÜZZAMAN.................