ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home ALINTI YAZILAR KÖŞE YAZILARI Başarı ve Haysiyet Meselesi

Başarı ve Haysiyet Meselesi

e-Posta Yazdır PDF
Başarı, her zaman şerefin ve gayretin ölçüsü sayılmaz. Ve haksızlığı, adaletsizliği meşrulaştırmaz...
 
Öyle başarısızlıklar vardır ki, sahibine şeref kazandırır. Ve öyle başarılar vardır ki, sahibini şereften mahrum bırakır.
 
Karınca meselini hatırlayın: karınca Kâbe'ye doğru yola düzülmüş. Görenler nereye gittiğini sormuşlar ve karıncanın cevabını öğrenince: "Bu yürüyüşle oraya zor varırsın" demişler. Karınca da onlara: "Bunu ben de biliyorum, demiş, ama oraya ulaşamasam da yolunda ölürüm ya..."
 
Başkan Abraham Lincoln'ın emrindeki General Meade'e verdiği talimat da askerlik tarihinin unutulmazları arasındadır. Lincoln Amerikan iç savaşı sırasında, bir muharebe esnasında çekilmekte olan Lee'nin ordularına son ve kesin bir darbe indirerek bu savaşı bitirmek istiyordu. Başkomutan sıfatıyla General Meade'e talimatını verdi ve çekilmekte olan kuvvetleri takip etmesini emretti. Talimatnamesine bir de dostluk mesajı ekledi. Bu mesajda şunları söylüyordu: "Gönderdiğim mesaj bir vesika değerinde değildir. Teşebbüsünüzü başarırsanız, bunu ifşa etmenize gerek yoktur. Fakat başarısızlıkla karşılaşırsanız ondan yararlanabilirsiniz. Demek ki, başarı gösterirseniz bu işin şerefi size ait olacaktır. Aksi takdirde bütün mesuliyeti ben üstleniyorum."
 
Ve Tiryaki Hasan Paşa'nın Kanije savunması... Hasan Paşa bu küçük kaleyi 6 ay boyunca savunur. Muhasara güçleri 6 ayın sonlarına doğru lojistik destek alamayınca muhasarayı kaldırıp çekilirler. Böylece Hasın Paşa savunmanın galibi olur ve Padişah tarafından vezirlik rütbesiyle onurlandırılır. Paşa böyle bir iltifata mazhar olduğunu öğrenince ağlamaya başlar. Padişahın fermanını getiren delege onun niçin ağladığını merak eder. Paşa: "Eskiden bu kadar küçük başarılar bu kadar büyük mükâfatlarla taltif edilmezdi; devletin nereden nereye geldiğini görmek hüzün verici..." der.
 
Bu tablolar asaletin ne olduğunu resmediyor. Buradaki kişiler şereften pay kapmaya teşebbüs etmiyor. Bilakis, ortada bir şeref mevcutsa onun şerefini kabul etmeme asaletini gösteriyor. Dahası, yüklenilmesi gereken bir sorumluluk varsa ona da talip oluyor.
 
Bir de kılkuyruk tipler var: onlar da komutan geçinir. Ne ki, hak etmediği halde ortaya bir "şeref payesi" çıkarsa ondan hisse kapmak için el çabukluğu yapmaya tenezzül eder ve bunun tersine, kendi sorumluluğundan bir başarısızlık sadır olursa kuyruğunu kıstırıp ortalıktan çekilmeyi dener.
 
Bunların omuzları, göğüsleri madalyalarla donatılmış bile olsa gerçekte şerefsiz tiplerdir. Çünkü hak etmeden her fırsatta şereften pay kapmaya kalkışırlar, fakat kendi sorumlulukları altında meydana gelen bir başarısızlık gördükleri anda: "Hayır, bunu ben yapmadım, o ben değilim; bu iş şöyle olacaktı da böyle olmuş, bunun sorumlusu ben değilim" diyecek kadar alçalmakta beis görmezler.
 
Böylelerinin karınca kadar haysiyeti olduğunu söylemek mümkün müdür?
 
 
 
Rasim Özdenören
14 Mart 2010 / Yeni Şafak
 

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 01:33
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1251
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2247590

Haberler

KENDİNİ İYİ HİSSETMEK İSTİYORSAN, SENİ MUTLU EDECEK ŞEYLER YAP.

İMANINI TAZELE