SUHEYB (R.A.) VE ARKADAŞLARININ HÂLLERİ

Salı, 23 Nisan 2024 23:24 Ahmet Türkan
Yazdır

 

Bazı Kureyş ileri gelenleri, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den Habbab, Suheyb, Bilal-i Habeşî ve Ammar (r.a.e.) gibi Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)’e candan bağlı fakat maddi yönden yoksul durumdaki müslümanları yanlarından kovmalarını istemişlerdi. Peygamberimiz (s.a.v.), Kureyş’in ileri gelenlerinin bu sözlerine uyması halinde kendilerinin de gelip görüşebileceklerini söylemeleri üzerine, tekliflerini reddetmişti. Üstünlük ve şerefin, bedenî ve maddî süste değil gönül zenginliğinde, imân ve güzel yaşayışta olduğunu, dolayısıyla bu isteğine değer vermemek gerektiğini anlatmak için şu ayetler inmiştir:

“Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek duâ edenlerle birlikte candan sebât et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan uzak kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimselere boyun eğme. Ve de ki: Hâk, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen imân etsin. Dileyen inkâr etsin. Biz zalimler için öyle bir cehennem hazırladık ki onun duvarları, kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.” (Kehf s. 28-29)

Kafirleri ateşle tehdit eden bu ayetlerin inişinden sonra Resûlullâh (s.a.v.) hemen ayağa kalkarak arkadaşlarını aramaya başladı, sonra onları mescidin bir köşesine çekilmiş, Allâh (c.c.)’u zikreder vaziyette bulunca: ”Ümmetimden bir grupla birlikte sabretmemi bana emredinceye kadar beni öldürmeyen Allâh (c.c.)’a şükürler olsun. Ölümüm de diriliğim de sizinle beraberdir.” dedi.

Müşrikler Nebi (s.a.v.)’i her gördüklerinde Allâh (c.c.) Resûlü (s.a.v.) birkaç sahabesiyle birlikte sohbet ediyor, yoksul kişilerle oturuyordu. O yoksul diye kötülediklerinin biri Hz. Ammar b. Yâsir, diğeri Hz. Bilâl-i Habeşî ve bir diğeri de Hz. Süheyb-i Rûmî (r.a.e.) idi. Bu ve bunlar gibi sahabiler Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in sevgisiyle dopdolu olmuşlardı. Bu topluluğa Ashâb-ı Suffa denilmişti. Mâl, mülk ve her şeyden yüz çevirmişlerdi.

(Ömer Muhammed Öztürk, Misvâk Neşriyat, Suheyb-i Rumî (r.a.))