KİŞİNİN KENDİNİ BİLMESİ

Perşembe, 28 Mart 2024 23:14 Ahmet Türkan
Yazdır

Kendini bilme, Allâh’ı bilmenin yoludur. Kişi, kendi nefsinin ve ruhunun ne demek olduğunu bilmedikçe Rabbini bilemez. Bunun içindir ki, «Kendini bilen, mevlâsını bilir,» denilmiştir.

Cenab-ı Hakkk şöyle buyuruyor:

«Biz Kur’an’ın doğru olduğunu belli etmek için kendilerine hem her bir tarafta, hem öz nefislerinde kudretimize ait olan nişanları göstereceğiz. Rabbinin her şeye hakkıyla şahid olması kâfi gelmiyor mu?» (Secde s.53)

Oysa biz, kendimize çok yakın olduğumuzu sandığımız anda bile nefsimizi bilmiyoruz. Kendi nefsimizi anlayamıyorsak Hâlik-i Zülcelâl’i nasıl anlıyacağız? Bu durumda O’nu hakkıyla anlamak ve kavramak bizim için mümkün değildir.

 

İnsanın bildiği göz, el, ayaktır. Karnı açsa yemek ister, üşümüşse elbise ister. Bu ihtiyaçları hayvanlar da hisseder. İnsanı Allâh (c.c.)’e bu bilgiler götürmez. Kişi Hakkk’a ulaşabilmek için şu sorulara cevap aramalıdır:

 

Aslım nedir? Nasıl yaratıldım? Nereye ve ne yapmaya geldim? Nereye gideceğim? İyiliğime neler, kimler nasıl yardım eder? Kötülüğüm nedendir? Neye sebep olur? İçimde şeytanlık, hayvanlık, yırtıcılık mı var, yoksa melek hasletleri mi? Bunlardan hangisine hizmet ediyorum?

Hayvani arzulara mağlup olanlar, yemek, içmek, çiftleşmekten başka bir şey düşünmezler. Bundan başka gayeleri yoktur. Eğer sende bu hayvanların halleriyle hallenirsen senin gayen de bu üç şey olur.

Yırtıcılık vasfına mağlup olmuşsan, yakıp, yıkmaktan paralamak ve yok etmekten başka bir şey düşünmezsin.

Şayet şeytan sıfatlı isen, işin ve gidişin hileli olur. Ve eğer melek tabiatlı isen Allâh (c.c.)’ü ararsın. Gayen ona kavuşmaktır. O (c.c.)’e itaat edersin.

(İmam Gazali, Vasiyetname-Ülfet Terazisi)

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2024 23:14