Evliliklere ne oluyor

Perşembe, 25 Nisan 2024 23:23 Ahmet Türkan
Yazdır
Son yıllarda evliliklerde geçimsizlikler ve boşanmalar artıyor, mal kavgalarına daha sık rastlanıyor. Bir yandan da evlenenlerin sayısında düşüş dikkati çekiyor. Kısacası Türk toplum yapısında artık “bizde aile kurumu sağlam” diyemiyoruz.

Bu konuda çıkarılan yasalar evlilikleri kolaylaştırıyor mu yoksa boşanmaları mı ve geçimsizlikleri mi artıyor?

Ünlü avukat Ali Cahit Polat aşağıda ilk kısmını yayınladığımız metni bize göndermiş. Önemine binaen aynen alıntılıyoruz:

BOŞANMA
Evliliklerin azaldığını boşanmaların arttığını istatistik verileri teyit etmektedir. Boşanmanın telafisi imkansız sonucu aile koruması ve disiplininden mahrum kalan çocuklardır. Dağılan aile ortamında çocuk; sağlık ve eğitimi başta olmak üzere sosyal gelişimini tamamlayamamaktadır. Suça ve suç örgütlerine katılma, uyuşturucuya bağımlılık ile her türlü istismara uğrama ihtimalini artırmaktadır.

Kadınlar lehine yapılan yeni devrim yasaları boşanmayı kadınlar adına cazip hale getirmiştir. Anayasanın 10. maddesinde yapılan değişiklikle kadınlar lehine P0ZİTİF AYRIMCILIK ilkesi kabul edilmiştir. Böylece yasalarda yapılan düzenlemeler karşısında eşitlik ilkesine aykırılık iddiasında bulunma hakkı da ortadan kalkmaktadır.

Medeni Kanun’da edinilmiş mallara ortaklık rejimi, maddi-manevi tazminat kararları, velayet, nafaka, aile konutu uygulaması ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına şiddetin önlenmesine dair kanun kapsamında erkeği/babayı evden (aileden) uzaklaştırma hakları boşanmayı kadınlara cazip hale getirmiştir.

Yeni yasaların verdiği haklarla boşanma davası açan bir kadın; ayrı yaşama hakkını kazanırken eşini evden uzaklaştırarak (6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına şiddetin önlenmesine dair kanun kapsamında 2014 verilerine göre sadece İstanbul’da 54.000 baba/erkek hakkında evden uzaklaştırma kararı verilmiştir), tüm malların yarısını almakta, çocukların (isterse) velayetini de alarak, maddi ve manevi tazminat, nafaka kararları ile aile birliği içerisinde ulaşamadığı özgürlük ve zenginliğe kavuşmaktadır.

Boşanma davalarında elde edilen sonuçlar yazılı/ sözlü medyada parlatılarak sunulduğundan cazibesi karşısında kadınlar potansiyel olarak boşanmaya meyilli olmakta, kocasına karşı tehdit unsuru olarak kullanmaktadırlar. Sonuçları halen tespit edilmemekle beraber dul/bekar zengin bir kadın sınıfı doğmaktadır.

VELAYET
Medeni Kanun’da“Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.

Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.” (m. 28) açıklanmaktadır.

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 3. maddesinde ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 6/b maddesinde 18 yaşını doldurmamış kişiyi çocuk olarak tanımlar.

Boşanma davasının açılması ve karar ile birlikte çocuğun velayeti bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmuyorsa, ana şefkatine muhtaç olan küçük çocuğun velayeti anneye verilir.

Çocuğun velayetinin babaya verilmesi istisnadır. Ancak annenin çocuğun sağlığına zarar vermesi, çocuğa bakmaktan aciz olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, sağlığının kötü durumda olması gibi sebepler halinde çocuğun velayeti anneden alınarak babaya verilebilir. Mahkeme annelik veya babalık duygularının tatmininden öte çocuğun menfaatini dikkate alarak velayeti belirler. Zira çocuğun menfaati ve geleceği bu duyguların tatmininden çok daha önemlidir.”

Sefa Saygılı

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Nisan 2024 23:23