| |||
Namık Kemal'in ünlü Hürriyet Kasidesi'ni hepimiz biliriz. Türk edebiyatının en güçlü şiirlerinden biridir. Osmanlı devletinin Kanun-ı Esasi hazırlıkları içinde olduğu günlerde yazılmıştır. | |||
O zamanki adı 'Besâlet-i Osmaniyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye'dir. Biraz serbest davranarak "İnsanlık Onuru ve Milli Kahramanlık' biçiminde tercüme edebileceğimiz bu başlık günümüze taşındığında demokratikleşme mücadelesinin tercümanı oluverir. Nitekim şiirin tamamını okuyanlar, geçtiğimiz günlerin yoğun siyasi tartışmaları ve evet-hayır sürecini tanımlayacak pek çok dizeye rastlayacaklardır. Namık Kemal bu şiirini Vakit gazetesinin 2 Haziran 1876 tarihli nüshasında yayınlar. Ve elbette büyük ses getirir, bir anda bütün yurt sathında ezberlenir. Şiir bu derece beğenilip şöhret bulunca halk arasında adı önce "Vatan Kasidesi" sonra da "Hürriyet Kasidesi" olarak anılmaya başlar. Eski kuşaktan pek çok insanın hafızasında önemli yer tutan, yüz yılı aşkın bir süredir de ders kitaplarına giren veya vatan çocuklarına ezberletilen bu kasidenin günümüz siyasi ortamını aydınlatacak bazı ilhamlarına baktıkça yaklaşık 135 senedir hâlâ "Hürriyet" meselesini çözmeye çalıştığımıza hayıflanmamak elde değildir. Şiire o günlerde Hürriyet Kasidesi diyenler, Sırbistan ve Karadağ ile savaş halinde bulunuşumuza atıf yapıyorlardı. Bu yüzden biz o Hürriyet kelimesini "Özgürlük" olarak alıp demokratikleş(eme)me süreciyle ölçmek gerektiğini düşünüyor ve inşallah bu referandum sonucunun bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz. Daha demokratik bir anayasa ve daha güzel bir dünya için bir başlangıç... 12 Eylül 1980'de çiğnenen "Besâlet-i Milliyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye"mizin yeniden şahlanışı için bir başlangıç... Namık Kemal'in o günlerde yaktığı meşalenin aydınlığını bu kadar yıl sonra ülkemizin ufuklarına getirmek için çaba sarf eden herkese en az Namık Kemal'e olan şükran duygumuz kadar şükran duyduğumuzu belirtmek istiyor ve o kasideden birkaç beytini demokrasi mücadelesinde emeği geçenlere teşekkür sadedinde buraya kaydediyoruz: (..) Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvetmend olan mazluma el çekmez iânetten Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Durup ahkâm-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi Cihan titrer sebat-ı pây-ı erbâb-ı metanetten Kaza her feyzini her lûtfunu bir vakt için saklar Fütûr etme sakın milletteki za'f u betâetten Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten Ne gam pür-âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyyet Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl Cihanı sensin âzâd eyleyen bin ye's ü mihnetten Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infaz et Hudâ ikbâlini hıfz eylesin her türlü âfetten Kendini insan bilenler halka hizmetten usanmaz. Mürüvvet sahibi olanlar da düşkünlere yardım etmekten el çekmezler. Bunca yıldır millet hor görülmüşse, sakın şanına noksan geldiğini zannetme. Cevher yere düşmekle kıymetinden bir şey eksilmez. Başarı ve üstünlük milletin gönül ve oy birliğindedir. Halkın farklı görüşlerde olmasından (korkma ki, bu vesileyle) ortaya çıkan sonuç milletin hayrına olur. Hedefine gitmekte ayak direyen güçlü bir kahramanın azminin kuvveti, (tıpkı bir eksen gibi) dünyayı çevresinde döndürür. Çünkü metanet sahibi insanların ayaklarını sağlam basmalarından cihan titrer. Biz o yüce yaratılışlı, çalışkan ve güçlü kişileriz ki küçük bir aşiretten cihana hükmeden bir devlet yarattık. Şimdi özgürleşme kavgasının her yanı korkunç bir ateş olsa ne gam!.. Yiğit olanlar, bir can için gayret meydanından kaçar mı hiç?!.. Ey özgürlüğün gülümseyen yüzü!.. Meğer sen ne efsunkâr imişsin ki, sana gönül vererek gerçi esaretten kurtulduk, ama şimdi de senin esirin olduk... Ey "istikbal" adlı umut!.. Meğer sen nasıl bir can dostuymuşsun ki cihanı bütün üzüntü ve sıkıntılardan sen kurtarıyorsun... Ey istikbal!.. Şimdi hükmetme çağı senindir, iktidarını dünyaya yürüt... Allah, bu yolda senin ikbalini her türlü belalardan korusun!..
|