ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home İSLAM FIKIH İ'TİKAF

İ'TİKAF

e-Posta Yazdır PDF

Ramazan ayında orucun fayda ve maksatlarını tamamlayıcı ve oruçlu kimsenin, kendini toparlayıp nefsini teskin edememesi, kalbi ve kafasıyla Allah’a yönelememesi gibi hususları telafi edici bir ibadettir.

Bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme. Akıl bâliğ veya temyiz kudretine sahip bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması anlamında bir fıkıh terimi. İtikâf, Kur'an ve sünnetle sabittir. Kur'an'da Ramazan ayının gecelerinden söz edilirken; "... Camilerde itikâfta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın..." (el-Bakara, 2/ 187) buyrulur. Başka bir ayette itikâf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir (bk. el-Bakara, 2/125).
Hz. Peygamber'in özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Hz. Âişe'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) Ramazan'ın son on gününde itikâf

yaparlardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir.” Daha sonra Hz. Peygamber'in zevceleri itikâfı sürdürmüşlerdir.

Ebu Hanife'ye göre içinde beş vakit namaz kılman her mescidde itikâfta bulunmak caizdir. Ebu Hanife ve İmam Mâlik'e göre itikâfın nâfile olarak en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan çoğu olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur.

Mesciddeki itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar evde mescit edindikleri bir yerde itikâfta bulunabilir.

İtikaf üçe ayrılır:
a. Vacip olan itikâf: Adak olan itikâf vaciptir. Bu, en az bir gün olur ve gündüz oruçla geçirilir. Hz. Ömer, Resulullah (s.a.s)'den, "Cahiliyye devrinde Mescid-i Haram'da bir gece itikâfta bulunmayı adamıştım; ne yapayım" diye sormuş Resulullah (s.a.s); "Adağını yerine getir" buyurmuştur.

b- Sünnet olan itikâf: Ramazan'ın son on gününde itikâfa girmek sünnettir. Hz. Âişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) orucun farz kılınmasından ömrünün sonuna kadar Ramazan aylarının son on gününde itikâfa girmiştir. Bir yerleşim merkezinde bulunan müslümanlardan birisi bu sünneti yerine getirirse, diğerleri üzerinden bu görev düşer. Bu duruma göre, her yerleşim birimi için itikâf sünnet-i kifâye hükmündedir. Bir kişinin bunu yapması o beldedeki diğer müslümanları sorumluluktan kurtardığı gibi Cenâb-ı Hakk'ın, itikâf yapanın ecrini diğer belde müslümanlarına da vereceği umulur.

c- Müstehab (mendub) olan itikâf: Vacip ve sünnet olan itikâfların dışında itikâfa girmek müstehabdır. Bunun belirli bir vakti yoktur. Hatta mescide giren kimse çıkıncaya kadar itikâfa niyet ederse orada kaldığı sürece itikâfta sayılır. Bu itikâfda oruç şart değildir. Bazı müctehidlerin, itikâf süresinin bir saat bile olabileceği görüsünde bulunduklarını yukarıda zikretmiştik.

İtikâfın Şartları:
1- Niyet; Niyetsiz itikâf olmaz. Nezredilen itikâfda niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir.

2- Mescid: Erkeğin, itikâfı cemaatle beş vakit namaz kılınan mescidde olmalıdır. İtikâfın en faziletlisi Mescid-i Haram'da, sonra Mescid-i Nebevî'de ve sonra da Mescid-i Aksa'da olandır. Diğer mescidlerdeki fazilet cemaatin çokluğuna göre değişir.

3- Oruç: Daha önce de belirttiğimiz gibi vacip olan itikâf için oruç şarttır. Sünnet itikâf Ramazan ayında olduğu için zaten oruçlu bulunma şart vardır.

4- Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. İtikâfa giren cami içinde iken ihtilâm olursa, dışarı çıkarak gusül abdesti alır ve yeniden itikâfa devam eder.

İtikâfta erginlik çağına gelmiş olmak şart değildir. Bu nedenle mümeyyiz bir çocuğun itikâfı da geçerlidir. Kadının itikâfa girebilmesi için kocasının iznini alması şarttır.

İtikâf sırasında kötü ve çirkin söz söylememek, Ramazanın son on gününü ve cemaati kalabalık olan mescidi tercih etmek, itikâf günlerinde Kur'an, hadis, Allah'ı zikir ve ibadetle meşgul olmak ve temiz elbise giyip güzel kokular sürünmek itikâfın adabındandır.

İtikâfı bozan şeyler
a- Cinsi ilişkide bulunmak. Kur'an-ı Kerimde; "Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın " (el-Bakara, 2/187) buyrulur. Öpmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolay inzal vaki olursa yine itikâf bozulur.
b- Herhangi bir ihtiyaç yokken mescidden dışarı çıkmak.
c- Bayılmak.

İtikâfa giren kimse mescidden ancak şer'î, zaruri ve tabiî ihtiyaçları için çıkabilir. İtikâfa giren kimsenin bulunduğu mescidde cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir mescide gitmesi, küçük ve büyük abdest bozmak için mescidden dışarı çıkması tabiî bir ihtiyaçtır.

İçerisinde bulunduğu mescidden zorla çıkarılması ya da şahsı ve eşyası hakkında korkusu sebebiyle başka bir mescide taşınmak için çıkması ise zarûrî ihtiyaç sebebiyle çıkıştır. Bunların dışında mescidden çıkmak itikâfı bozar. İtikâfda olan kimsenin yemesi, içmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescidde olur.
 
İtikafın Şartları ve Edepleri
İtikafın Şartları
Bir itikâfın sıhhati şu şartların bulunmasına bağlıdır:
1) İtikâf yapan, müslüman, akıllı ve temiz bulunmalıdır. Onun için müslüman olmayanın, delinin, cünubun, hayız ile nifastan temiz bulunmayanın itikâfı olmaz.
Gayr-i müslim ibadete, mecnun da niyete ehil değildir. Temiz olmayanların da mescidlere girmesi yasaktır.
2) İtikâfa niyet edilmiş olmalıdır. Buna göre niyetsiz olarak yapılan bir İtikâf geçerli değildir. Çünkü bunun bir ibadet olabilmesi niyete bağlıdır.
3) İtikâf, mescidde veya o hükümdeki bir yerde yapılmalıdır. Şöyle ki: İçinde cemaatla namaz kılınan herhangi bir mescidde İtikâf yapılabilir. Büyük camilerde yapılması daha faziletlidir. Kadınlar da kendi evlerinde mescid edinilen veya mescid olarak ayıracakları bir odada itikâfda bulunurlar. Buraları onların hakkında birer mescid sayılır. Kadınların dışardaki mescidlerde itikâf etmeleri caiz ise de, kerahetten kurtulamaz. Kadınların kendi evlerinde namaz kılmaları, mescidlerde namaz kılmalarında daha faziletli olduğu gibi evlerinde itikafları da her türlü fitne ve fesad düşüncesinden beri olacağı cihetle mescidlerde itikâfda bulunmalarından daha faziletlidir.
(İmam Şafiî'ye göre , itikâf tazime lâyık bir yerde yapılabilir ki, o da mescidlerdir. Evlerde mescid edinilen yerler, bu tazime lâyık değildir.)
4) Vacib olan bir itikâfda, itikâf yapan oruçlu bulunmalıdır. Bu halde orucun yanılarak bozulması itikâfa zarar vermez. Diğer itikâflar için oruç şart değildir. Çünkü onlar için bir müddet yoktur. Öyle ki camiden bir iki saat içinde çıkıncaya kadar itikâfa niyet edilmesi de sahihdir.
(Şafiî'lere göre, vacib bir itikâfda da oruç şart değildir.)
İtikâf için büluğ, erkeklik, hürriyet şart değildir. Buna göre akıllı olan çocuğun, kadının, kölenin itikâfları sahihdir. Şu kadar var ki, kadının itikâfı kocasının ve kölenin itikâfı da efendisinin iznine bağlıdır. İsterse bunlar itikâfı nezretmiş olsunlar, hüküm aynıdır. İzin bulunmayınca kadın, nezretmiş olduğu itikâfı kocasından ayrıldıktan sonra, köle de azad edildikten sonra kaza eder.
Bir kimse, itikâf için zevcesine izin verse bundan dönemez, artık engellenmesi doğru olmaz. Efendi ise, kölesine verdiği izinden dönebilir.
Mükâteb (sözleşmeli) bir köle ise, efendisinin izni olmasa da, itikâfda bulunabilir. Çünkü kısmen hürriyetine sahibdir.

İtikafın Edepleri
İtikâfın şu edebleri vardır:
1) İtikâf, Ramazan ayının son on gününde ve mescidlerin en faziletlisinde yapılmalıdır.
2) İtikâf esnasında hayırdan başka bir şey söylenmemelidir. Günah gerektirmeyen şeyleri konuşmakta bir sakınca yoktur. Bir ibadet inancı ile susmak ise mekruhtur. Günah sayılan şeylerden dili tutmak ise, ibadetlerin büyüklerinden biridir.
3) İtikâf esnasından Kur'ân-ı Kerîm okumaya, hadîs-i şerîf, Peygamberlerin yüksek siyerlerine, dinî meseleleri öğretmeye devam etmelidir.
4) İtikâf yapan kimse, temiz elbiselerini giymeli, güzel kokular sürünmelidir. Başını da yağlayabilir.
5) Nefsine itikâfı vacib kılacak kimse, buna yalnız kalben niyetle yetinmemeli, dili ile de söylemelidir.
 
Asgarî Planda:
 a) Hanefi ve Hanbelî Mezhebine göre i’tikafın en azı sınırsız bir zaman parçasıdır.
b) Şafiî   Mezhebine   göre   subhanellah   denilmesinden   biraz fazla bir zam i’tikafın en az süresidir.
c) Maliki Mezhebine göre i’tikafın en az süresi bir gün, bir gecedir.
d) Ebu Yusuf’a göre en az süre bir gündür.
 
Azamî Planda:
 İ’tikafın çoğu için bir sınır yoktur; yalnız orucu şart koşanlara göre bütün zaman, şart koşmayanlara göre oruç tutula­mayan günler dışındaki zamandır.


İ’tikafa Giriş:
 a) Ebu Hanife, Malik ve eş-Şafiî’ye göre bir ay i’tikaf yap­mayı adayan mu’tekif i’tikafa güneşin batmasından önce girer.
b) Sadece bir gün i’tikaf yapmayı adayan mükellef eş-Şafiî’ye göre i’tikafa fecir doğmazdan önce girer,  güneşin   batmasından sonra çıkar; Malik’e göre yukarıdaki gibi girer.
c) Züfer ve el-Leys b. eş-Sa’d’a göre her iki i’tikafa da fecrin doğuşundan önce girilir.
d) Ebu Sevr’e göre on gündüz i’tikaf yapmayı adayınca fecrin doğuşundan önce; on gece i’tikaf yapmayı adayınca güneşin bat­masından önce girilir.
e) el-Evza’i’ye göre i’tikafa giriş sabah namazından sonra olur.
 
İ’tikaftan Çıkış:
 a) Malik’e göre bayram namazı için Ramazan’m son günü güneş battıktan sonra i’tikaftan çıkabilir; bayram   namazında çıkmak müstahsendir.
b) Ebu Hanife ve eş-Şafiî’ye göre i’tikaftan güneş battıktan sonra  çıkılır.
c) Sehnun ve İbnu’l-Macişun’a göre eve bayram namazından önce dönmek için i’tikaf bozulur, sonra çıkılır.

 GÖNDEREN : ZEHRA ATEŞ

Son Güncelleme: Perşembe, 25 Nisan 2024 16:17  

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 16:17
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1250
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2232454

Haberler

 

Mesneviden;

"Hile edenin göreceği karşılık; hileden ibarettir."