Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket EYGİ'nin kendisi hakkında gıybet eden birsi için yazdığı yazısı. Tek kelime ile ibretlik.
Bir Gıybetçiye
Bu fakir için "O onulmaz bir kitap ve antika hastasıdır" demişsiniz. Yalan konuşmuş, iftira ve gıybet etmişsiniz. Teessüf ediyorum.
Bendeniz bir kitap meraklısıyım, okumayı çok severim, bu bir hastalık değildir.
Asıl hastalık, lise veya üniversite bitirip de ondan sonra kitap almamak, özel kitaplık kurmamak, kitap okumamaktır.
Okur yazar vatandaş, medenî insan kitapsever, kitap satın alır, kitap biriktirip kütüphane kurar, kitap okur, bilgisini ve kültürünü arttırır.
Sen restorana gidiyorsun, bir kişi bir oturuşta 40 liralık yemek yiyorsun ama yılda bir kere kitapçıya gidip 40 liralık kitap almıyorsun. İşte onulmaz hasta sensin.
Kitap okumaya vaktin yokmuş... Yok canım!... Güldürme beni. Tıkınmaya vaktin var, dedikodu yapmaya vaktin var, günde saatlerce fitnevizyon seyretmeye vaktin var ama kitap okumaya vaktin yok. Sen gerçekten çok hastasın. Sen ölüsün. Sen zombisin.
Antika hastasıymışım... Bendeniz antika toplamam, toplayamam. Çünkü antika pahalı ve nadirdir. Antika koleksiyonu yapmaya maddî gücüm yetmez.
Antika sayılabilecek birkaç hat levham vardır. Gerisi şuradan buradan ucuza toplanmış geleneksel el sanatı eşyalarıdır. Bakırlar, porselenler, seramikler, toprak objeler, papyemaşeler, çaydanlıklar, Çin ve Japon tabakları, bir Rus semaveri, şamdanları vs.
Bunları toplamak beni mesut ediyor.
Soruyorum sana:
Hergün Tophaneye gidip fosur fosur tosur tosur nargile mi içeyim?
Sabahın köründen gece yarısına kadar Köprüde balık mı tutayım?
Günde bir iki saat lüks yemekler tıkınıp, bir o kadar da helada mı ıkınayım?
Markalı ceketler, markalı gömlekler, markalı kravatlar, lüks iskarpinler giyip ona buna caka mı satayım?
Hiç ihtiyacım olmadığı halde 200 bin TL'lik lüks otomobillerde hastalar gibi (Neron, Firavun, Nemrud, Madam Manokyan hastalığı) gurur ve kibir içinde mi dolaşayım?
Kimseye zararım yok, kitap meraklısıyım, el sanatı eşyası meraklısıyım. Niçin batıyor sana bu meraklarım?
Cimriymişim pahalı yemek yemezmişim. A salak!.. Vicdanlı bir Müslüman pahalı, lüks, şatafatlı yemek yer mi? Böyle bir şey israftır ve israf Kur'anla, Sünnetle, icmâ-i ümmetle haramdır.
Aleyhimdeki çirkin gıybetlerinden biri de yemek yerken salçayı ekmeğimle sıyırmammış... Yahu böyle bir şey İslamın ve bilgeliğin emridir. Batı görgüsüne göre tabağı sıyırmak ayıpmış. Bana ne!..Benim görgüm İslam görgüsüdür.
Tabakta yemek bırakmak israftır, israf haramdır.
Eti sağ elimdeki bıçakla kesip sol elimle yemiyormuşum. Tabiî ki, böyle bir şey yapmam. Kendisine iman ve biat ettiğim Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) sol el ile yemeyi içmeyi yasak etmişlerdir. Müslüman solak da olsa daima sağ eliyle yiyecek ve içecektir.
Eti keseceksem sağ elimdeki bıçakla keserim, sonra çatalımı sağ elime alır, lokmayı ağzıma öyle atarım.
Bir Müslüman olarak böyle yaptığım için beni yermekten utanmıyor musun?
Japonlar yer sofralarında yemek yiyor, onları niçin tenkit etmiyorsun?
Sayın gıybetçi beni iyi dinle:
1. Kitap hastası değilim, kitap meraklısıyım. Bana hasta demen gıybettir, büyük günahtır, sana hakkımı helal etmiyorum.
2. Antika hastası da değilim. Geleneksel el sanatları meraklısıyım.
3. Lüks yemem, lüks giyinmem, lüks konaklamam... Bunlara vereceğim para ile kitap, sanat eşyası, hat vs. alırım.
4. Vatanımı, devletimi, halkımı soymam, inşaallah helalinden geçinirim.
Sana tavsiyem: Dilini tut, bizi üzme, bedduamızı alma.