ahmetturkan.gen.tr

HAYATTAN DERSLER

  • Yazıtipi boyutunu arttır
  • Varsayılan yazıtipi boyutu
  • Yazıtipi boyutunu azaltır
Home İSLAM SÜNNET Peygamberimize Ait Pratik Değerler

Peygamberimize Ait Pratik Değerler

e-Posta Yazdır PDF

Kutlu Doğum günlerindeyiz.
Gün geçtikçe Sevgi Peygamberi’ne olan ilgi, alaka, ihtiyaç günden güne büyümektedir. O model insan, bir çıkış kapısı olmaktadır. Önemli olan, O’nu doğru anlamak, doğru okumak, değerlendirmek değil midir?! Yüce Allah kendisini sevmemizi, Peygamberimize bağlılıkla değerlendirmektedir. Çünkü şöyle buyuruyor: “De ki Ey Muhammed, siz Allah’ı seviyorsanız, bana (Peygamber’e) uyunuz. O zaman Allah da sizi sever ve günahlarınızı bağışlar.”
 
İşte biz de bu vesileyle Peygamberimize ait bazı pratik değerleri çıkardık; faydalı oluruz temennisiyle...
 
Dış görünüşüyle ilgili özellikleri:
1- O, dedesi Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesiydi.
2- O, kendisinden bahsederken “Ben Muhammedim” buyururdu.

3- Diğer bir ismi Mahi’dir. Zira Allah onunla batılı ve küfrün karanlığını gidermiştir. Mahi; kötülüğü yok eden, gideren demektir.
4- O, cahiliye dönemin de bile -Peygamber olmadan önce de- hiçbir puta tapmadı.
5- Hayatında -Peygamberlikten önce de- hiç içki içmedi.
6- Vahiy almadan önce, apaydınlık rüyalar görürdü. Gördüğü rüyalar sonra çıkardı.
7- İlk zamanlarda -Peygamberlikten önce- yalnızlığı severdi. Hira’ya çekilir, orada kendince ibadet ederdi. İlk vahyini (Alak’ı) orada aldı.
8- Görenleri etkileyen bir görüntüsü vardı. O’nu gören kendine çekidüzen verme ihtiyacı duyardı.
9- Üzerinde daima parlak bir ışık yüzünü aydınlatırdı.
10- Ne garipsenecek kadar uzun, ne de kısaydı. Orta boyluydu.
11- Başı büyükçeydi.
12- Yüzü parlak beyazdı.
13- Sakalı genişçeydi.
14- Ağzı dengeli genişlikteydi. Hitabet gücü çok fazlaydı.
15- Yanakları yüzüne uygun yapıdaydı.
16- Göğsü ve karnı aynı seviyedeydi. Göbeği yoktu.
17- Boynu uzun ve güzeldi.
18- Sakal ve bıyıktaki beyaz tüylerin çekilip alınmasını hoş karşılamazdı.
19- Saç ve sakalındaki beyaz tüyün sayısı 20 civarındaydı.
20- Tatlı ve güzel bir yüzü vardı.
21- Yüzü dikdörtgen değil, yuvarlak -dairemsi- bir yapıya daha yakındı.
22- Göz uçları uzundu.
23- Avuç içi uzundu. Bu özelliği cömertliğine işaret sayılmıştır.
24- Yürürken sakin, vakur yürürdü. Dönerken bütün vücuduyla dönerdi.
25- Daima bir murakabe -düşünce- halindeydi. Gökten çok, yere bakardı.
 
Ahlakına ait özellikleri:
26- Her karşılaştığıyla selamlaşırdı.
 
27- Az ve öz konuşurdu. Gerekmedikçe konuşmazdı.
 
28- Boş vakit geçirmezdi. Mutlaka bir şeyle meşgul olur, daha çok ibadet ederdi.
 
29- Çok sabırlıydı. Son derece yumuşak karakterliydi.
 
30- Her türlü nimeti önemserdi.
 
31- Hak uğruna gazaplanırdı. Kendi şahsı için hiç hesap sormamıştır.
 
32- Yüzü güleçti. Daimi olarak tebessüm ederdi.
 
33- Geceyi üçe bölerdi. Birisini Rabbine ibadet için ayırırdı. Diğer bölümünü ailesine ayırırdı. Son bölümünü ise dinlenmekle geçirirdi.
 
34- Evinden çıktığında, dönünceye kadar kendisini (dini hususları) ilgilendirmeyen sözlerden uzak kalırdı.
 
35- Birleştirir, insanları kaynaştırırdı. Ayrılıktan, ayırmaktan uzak dururdu.
 
36- Bir kavmin ileri gelenine ikramda bulunurdu.
 
37- Arkadaşlarının durumunu sıkça sorardı.
 
38- Her probleme karşı hazırlıklıydı. Mutlaka çözüm üretirdi.
 
39- En değer verdiği insan, başkalarının yükünü hafifleten ve sürekli hayra vesile olan kişilerdi.
 
40- Oturuş ve kalkışında sürekli Allah’ı anardı. Hatırlatırdı.
 
41- Bir meclise girdiğinde en uygun olan boşluğa otururdu. Ashabına da böyle hareket etmelerini emrederdi.
 
42- Cemaatindeki herkesin yararlanacağı şeyler konuşur, her bir insanla özel ilgilenirdi. Kimseyi diğerlerinden ayırmazdı.
 
43- Biri kendisine soru sorduğunda mutlaka -yürüyor olsa bile- duraksar ve cevabını gülümseyerek verirdi. Sözlerin en yumuşağıyla hareket ederdi.
 
44- O’nun oturduğu meclise, yumuşaklık, hayâ, sabır ve ölçü hâkimdi.
 
45- Sokakta, mecliste veya çarşıda sesini yükselttiği görülmemiştir.
 
46- İnsanların mahremini ve özel hayatını hiç sorgulamazdı. Merak etmezdi.
 
47- Konuştuğunda insanlar başlarına konmuş olan bir kuşu ürkütmek istemezcesine sessizce dinlerlerdi. O susunca insanlar konuşurlardı.
 
48- Arkadaşlarının gülüştükleri şeylere O da gülerdi. Arkadaşlarının hayret ettiği şeylere O da hayret ederdi. (Kendini onlardan farklı bir konuma sokmazdı.)
 
49- Uzaktan gelmiş ve kitle içinde nasıl konuşacağını veya Peygamber’e nasıl muamele edeceğini bilmeyen kişiye anlayacağı dille konuşur ve onu rahatlatırdı.
 
50- Konuşanın sözünü asla kesmezdi.
 
51- Her kelimesini üç defa tekrar ederdi. İnsanlar söylediği sözü bir daha asla unutmazlardı.
 
52- Konuştuğunda O’nu dinleyen herkes ne demek istediğini anlardı. Halkın diliyle konuşurdu. Ağır, ağdalı, şaşaalı, süslü, yaldızlı konuşmalardan hoşlanmazdı.
 
53- Argo olan, sokak dili olan gayriciddi hiçbir kelime konuşmazdı. Her sözü ciddiydi. İnsanlar O’nun hafif sayılacak hiçbir sözünü duymamışlardı.
 
54- Düşünerek, ağır ağır ve tartarak konuşurdu. Kelime ve cümleleri birbiri ardınca yuvarlamazdı.
 
55- Sesi güzeldi.
 
56- Gömlek giymeyi severdi. Beyaz rengi daha çok tercih ederdi. Ancak kırmızı, yeşil gibi renkleri de seçerdi.

57- Yeni bir elbise aldığında cuma günü giyinmeyi isterdi.

58- Tırnaklarını kısa tutardı. Bıyıklarını dudaklarının üzerine kadar uzatmazdı.

59- Vücudundaki fazla tüyleri sık sık giderirdi. Haftada bir, mutlaka belli bölgelerin temizliğini yapardı.

60- Yola çıktığında, aynasını, tarağını, saç yağını, misvakını, göz sürmesini yanına alırdı. Son derece temiz dolaşırdı. Günde onlarca defa dişini misvakla temizlerdi. Saçını yıkar ve temiz yağla bakım yapardı. Aynaya bakarak saç, sakal ve bıyığını düzene koyardı. Dağınık hali görülmemiştir.

61- Yastığının içinde hurma dalı ve yaprakları vardı.

62- Tevhidi sarsacak, putperestliği anımsatacak bütün görüntü, gelenek ve âdetlere karşı hassas davranırdı.

63- Kendisine ait eşyalarına isim verirdi. Atının adı Murtecez, devesinin adı Düldül, kılıcının adı Zülfikâr, zırhının adı Zü’l fudul’du. Böylece hayvanlara bile bir kişilik -mecazi anlamda- kazandırırdı.

64- Atları severdi.

65- Yumuşak ve toleranslı hareket ederdi.

66-Hiçbir konuda aşırılığı kabul etmezdi.
 
Dua ve işleriyle ilgili hassasiyetleri:

67-
Meyve yemeyi severdi. Meyve yerken şöyle dua ederdi: “Allah’ım! bu meyvemizi bereketli kıl”.

68- Medine şehrini severdi. Şöyle derdi Medine için: “Allah’ım! bu şehri bize bereketli kıl”.

69- Tuvalet ihtiyacı için girdiğinde şöyle dua ederdi giriş kapısında: “Allah’ım! Her türlü şeytanın şerrinden ve kötülüğünden Sana sığınırım”.

70- Tuvalet ihtiyacından sonra çıktığında şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Bizleri her türlü günah ve hatadan dolayı bağışla”.

71- Oturup küçük abdest gidermeye dikkat ederdi.

72- Dişini temizlemek için sık sık misvak kullanırdı.

73- Abdestte yıkadığı organlarını üçer kez yıkamayı alışkanlık haline getirmişti.

74- Abdestten sonra bir havlu -mendil- ile kurulanırdı.

75- Abdest aldıktan sonra şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Günahımı bağışla. Evimdeki geçimim ve esenliğimi genişlet”.

76- Bazen 5 vakit namazı tek bir abdestle kılardı.

77-
Yıkanması gerekirken yıkanmadan uyumak isterse namaz abdesti gibi abdest alır ve uyurdu. Uyanınca yıkanırdı.
 
78-Cuma Günü boy abdesti alırdı.
 
Günlük ibadetleri:

79- Öğle namazını sıcaklığın hafiflediği saate bırakırdı.

80- İkindi namazını güneş sararmaya başlamadan kılardı. (Yani öğleyi biraz geciktirir, ikindiyi ise geciktirmezdi.)

81- Akşam namazını güneş batı ufkunda tamamen kaybolduktan sonra kılardı.

82- Bazen yatsı namazını geciktirirdi.

83- Sahabesine ezanı öğrenmelerini söylerdi.

84- Bazen namaz için ezanı kendisi okurdu.

85- Sabah namazında “Kaf” suresi gibi sureleri okurdu.

86- Akşam namazında “Mürselat” suresini okudu.

87- Yatsı namazında “Tin” suresini okurdu.

88- Rukudan kalktığında tam doğrulurdu.

89- Rukuda baş ile belini aynı hizada tutar ve ellerini dizlerinin üzerine koyardı.

90- Secdede iken kollarını -pazularını- böğründen uzak tutardı.

91- Bazen namazda ağlardı.

92- Namaz için tekbir alacağında şöyle derdi:
“Allah’ım! Beyaz elbiseyi kirlerden arındırdığımız gibi, Sen de beni hatalarımdan arındır. Allah’ım! Beni hatalarımdan kar, dolu ve temiz suyla yıkayarak arındır.”

93- Rukuda şöyle derdi: “Subbuhun (Yani; Allah’ı her türlü eksiklikten uzak tutarım.) Kuddusun (Allah bütün ayıplardan arınmıştır.) Ey meleklerin ve ruhun Rabbi.”

94- Secdede şöyle dua ederdi: “Allah’ım Sana secde ettim. Sana iman ettim. Sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Şüphesiz benim yüzüm ancak kendisini yaratıp güzelleştiren, O’na duyma ve görme özelliklerini veren tek Allah’a secde eder. Allah ne kadar yücedir.    O yaradanların en güzelidir.”
 
 
Nihat Hatipoğlu

 

REKLAMLAR

Web Site Tasarımı

Yönetim Panelli Website Tasarımlarınız için

0532 307 60 09

 

 

İSTATİSTİKLER

OS : Linux c
PHP : 5.3.29
MySQL : 5.7.43
Zaman : 23:46
Ön bellekleme : Etkisizleştirildi
GZIP : Etkisizleştirildi
Üyeler : 31076
İçerik : 1248
Web Bağlantıları : 2
İçerik Tıklama Görünümü : 2216189

Haberler

Mevlana Derki...!

 

"İnsanda Güzel olan yüzdür, Yüzde Güzel olan gözdür, ama insanı insan yapan;

Ağzından çıkan sözdür"