Dünyâya düşkün olmaması, haramlardan çok sakınması, kerem ve cömertliği ile meşhûr hanım velîlerdendir. Çok hadîs-i şerîf öğrenmişti. Kur’ân-ı Kerîm’i ezbere bilirdi. Otuz defa hacca gitti. Gündüzleri oruç tutar, geceleri ibâdetle geçirirdi ve çok az yemek yerdi. Bir menkîbeleri şöyledir: Hıristiyan bir kadının, genç bir oğlu vardı. Bu genç, bir sefere çıktı ve yolda esir düştü. Annesi kiliselere gidip çok araştırdı ise de oğlundan bir haber alamadı. Bir gün kocasına, “Bu şehirde Seyyidet Nefîse isminde, duâsı makbûl bir hanım varmış, ona git. Belki çocuğumuzun bulunması için duâ eder. Eğer onun duâsı hürmetine oğlumuz bulunursa, ben de o hanımın dînini, İslâmiyeti kabûl edeceğim.” dedi.